İnterrail Başlıyor...



Benim her zaman içimde sıkışıp kalan bir duygu idi gezmek, hayatın içinde savrulurken çoğu zaman unuttuğum yalnız kalınca düşlediğim içimi sızlatan bir duyguydu, küçük bir kızken nedense haritaları çok sever saatlerce dünya haritasını incelerdim, özellikle en uzak yerler dikkatimi çeker harita üzerinde gitmek istediğim yerleri işaretlerdim.
Büyüyüp hayata atıldığım zamanlarda ise gittiğim birkaç yeri de doğru dürüst gezememenin acısı kaldı içimde, taa ki eşimle (İskender) tanışana dek ona olan aşkım mı beni coşturdu, yoksa içimde var olan tüm duyguları aşkı mı çıkardı içimden bilinmez.
Ama bildiğim tek şey her şeyi onunla yaşamak her yeri her şeyi onunla tatmak isteği  gittiğim tüm yerlere onunla tekrar gitmek, henüz gitmediğim her yeri onunla gezmek önüne geçilmez bir fırtına gibiydi.
Benim için tatil, yememek, içmemek, uyumamak, dinlenmemek demek iken onun içinse tam tersi (ki bu birçok erkek için aynı) uyumak, yemek içmek, boş boş oturmaktı, öncelikle bu kısmı aşmam gerekirdi. Ben sürekli nasıl gezebiliriz, nasıl yurt dışına gidebiliriz diye düşünceler içinde savrulurken, onun çoğu zaman bu duygularımdan haberi bile olmadı.
Yine bir gün internette gezinirken nasıl daha ucuz yollu bir tatil yapabiliriz diye düşünürken birden bire interrail diye bir kelime keşfettim, daha henüz o yaşıma kadar böyle bir geziden haberim olmamış, okudukça da yok canım biz yapamayız zor bu iş falan demeye başladım.
Sonunda trenlegeziyorum.com sitesini buldum ve hep okumaya başladım Allahtan okumayı seven biriyim o yüzden hepsini de zevkle okudum. Bulduğum her şeyi okudum interrail günlükleri, forumları, anketleri, soru soranları, her şeyi inceledim ve birkaç ay sonra İskender’e böyle bir şeyin varlığından bahsettim. Tabi ilk tepki (klasik İskender cevabı;  o halini de deli gibi seviyorum) “yok biz yapamayız öyle şey bize göre değil” dedi ve hüsrana uğrayışım oldu ama yılmadım ve araştırmaya devam ettim biraz daha okuyup sorular sorup diğer insanların deneyimlerini de anlayınca ben de yapabilirim inancı iyice yerleşti ve artık İskender’in karşısına dimdik çıkıp yapalım bu geziyi dedim. Yine “hayır olmaz, paramız yok, o kadar izin alamayız, çok iyi dil lazım o iş için, gibi bir sürü söylem duydum ama hepsine verecek cevabım hazırdı. En sonunda pes edip peki yapalım bakalım demek zorunda kaldı.
2010 da kafama koyduğum bu geziyi ancak 2011 in yazında gerçekleştirmek üzere işe koyulduk, tabi artık İskender o saatten sonra sonuna kadar benimleydi, ilk olarak ülkeleri bölüştük, İtalya, Amsterdam, Prag benim, Fransa, Almanya, Avusturya İskender’in oldu. Ülkelerde gidilecek yerler görmek istediğimiz yerleri belirledik tüm ülkeler için şehir haritaları çıkarttık, tüm şehirler için metro haritaları çıkardık, tüm şehirler için interrail cilerden edindiğimiz küçük notları yazdık, gideceğimiz ülke ve şehirleri belirledikten sonra kaç gün nerede kalacağız onun planını yaptık ve bunların hepsini gün gün çizelge şekline getirdik en son tren bilgileri edindik hangi tren nereye gidiyor saatleri ve suplement ücretleri dahil olmak üzere tüm detayları yazdık öyle ki bu detaylı listeyi eski interrail cılarla paylaştığımda dudakları uçukladı, “ben böyle detaylı ve düzenli bir çizelge görmedim” dediler. Ve tabi işin en önemli kısmı bütçe ye geldi öyle fazla bir paramız yoktu  ama ayarladık mesela Mayıs ayında pasaportları hallettik, Haziran ayında uçak biletlerini ve interrail biletini aldık ki en büyük harcama interrail bileti oldu aslında otel harcamalarını da kredi kartımızı kullanarak yapacağımızı düşünerek (gerçi her yerde yapamadık o ayrı) yanımıza nakit 2.500 TL para aldık. Fazla para almaya da çekindim doğrusu çaldırır mıyız düşür müyüz endişeleri oldu.
Fakat öyle tatsız şeyler yaşamadık, hatta gelirken paramız kaldı bile en son freeshop dan bir şey aldık € ları harcayalım diye…
Ve sonunda benim için neredeyse bir hayal olan bu seyahati gerçekleştirdik, müthiş bir deneyim herkes bir yerlere gidebilir bir çok ülke görebilir. Ama interrail yapmak farklı bir duruş farklı bir irade gerektiriyor. Sürekli bir çaba sürekli bir beyin fırtınasının içinde buluyorsun kendini ve ben bunu aşık olduğum adamla yaptım her gün farklı bir rüya da gibiydim, uyandığım da ise yanımda o deli okyanus gözleri ile bana bakan adam vardı karşımda…
Yazılarımı keyifle okumanız umuduyla, yeni ülkeler  yeni dostluklarda görüşmek üzere…
Leyla Ukuş Denizci
trenlegeziyorum.com sitesinde yayımlanan İnterrail Anketi için tıklayınız... 



3 yorum:

  1. ukuşum yazını okuduktan sonra bu yolculuğu ne kadar çok hakettiğini şimdi daha iyi anlıyorum.çocukken hayal gibi görünen bu yolculuğu gerçekleştirmen hem de can yoldaşınla beraber olması ayrı bir mutluluk olsa gerek.Bu yolculuğun bir parçası nasıl gezip görmekse diğer önemli parçası da öğrenmek ve insanlara aktarabilmektir bence. sizin bunu çok iyi yaptığınızı düşünüyorum.Mutluluğunuz da gezileriniz de daim olsun. Hep mutlu kalın, hep gezin, hep anlatın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok incesin güzel düşüncelerin için çok teşekkürler hep beraber gezmeye :)

      Sil
  2. Leyla hanım merhaba.. Bahsettiğiniz world dosyalarını bana da gönderir misiniz?

    YanıtlaSil