Romantic Strasse


 ALMANYA – Romantic Strasse (Romantik Yol)
 

Bu sefer farklı bir giriş yaparak gezi planımızın başından değil de son bölümünden düşüncelerimi aktararak başlamak istiyorum.
Hem yılbaşını yurt dışında geçirme fikri, hem de Almanya’ya gitme fikri hiç mi hiç aklımda yoktu, şimdi geziyi yaptıktan sonra “iyi ki de böyle bir yere gitmişim” diyorum.
Sebebi ise şöyle ki; bu gezi bende yepyeni ve bambaşka bir Almanya profili oluşturdu. Sizi bilmem ama benim düşüncelerimde Almanya otomotiv devi, sanayi bölgesi, sanki üstünde dumanlar tüten sadece gidip çalışılacak bölge olarak düşlediğim, soğuk mu soğuk bir ülke idi. Hem ikinci dünya savaşından sonra da pek bir tarihi kalmadığı gibi de bir saplantı içindeydim.
Oysaki Almanya’nın Bavyera bölgesi kafanızdaki tüm Almanya profilini yeniden yaratacak düzeyde çarpıcı güzelliğe sahip bir bölge, İsviçre sınırına yakınlığı ile de birbirlerine çok benzeyen iki ülke denilebilir. İsviçre deki doğal güzellikler tartışılamaz, fakat Bavyera bölgesi de doğal güzellik ve insan elinin naifliğini gözler önüne sermiş. Romantik Yol bu iki birleşimi muhteşem sunan bir masal diyarı diyebilirim.




Uğruna km'ler teptiğim, Neuschwanstein Şatosu

İşte iyisiyle kötüsüyle Almanya’da geçirdiğimiz 5 günün hikayesi…
 
ALMANYA - 28 Aralık 2013 Cumatesi (STUTTGART)

ALMANYA - 29 Aralık 2013 Pazar (HECHINGEN)

ALMANYA - 30 Aralık 2013 Pazartesi (ROTHENBURG)

ALMANYA - 31 Aralık 2013 Salı (FUSSEN)

ALMANYA - 01 Ocak 2014  Çarşamba (KEMPTON)

ALMANYA - 02 Ocak 2014 Perşembe (STUTTGART)

OTEL ve BÜTÇE Detayları
 


Notlarım:
  • Yeşil, yeşil, yeşil, ormanlar, ormanlar ve de ormanlar.
  • Arabalar süperdir, yollar muhteşemdir.
  • Füssen’deki Hohenschwangau ve Neuschwanstein şatolarını görünce masallar gerçekmiş diyeceksiniz.
  • Rothenburg de gece bekçisi ile gezinti kendinizi başka bir diyarda hissettirecek kadar mistik…
  • Yiyecek yemezler, daima içerler. (aç kaldık)
  • Saygı sonsuz, sevgiyi bilmiyorum.
  • Sessizlik nefes kesici.
  • Eğer bizim gibi bir yılbaşı programı yapıyorsanız, otel bulmanın çok zor olduğunu ve her yerin tatil yüzünden kapalı olduğunu göz önünde bulundurun.
  • Özellikle Bavyera Bölgesinde Kredi Kartı kullanımının yaygın olmadığını bilmeniz gerekir.
  • Doğal güzellikler ve orta çağ mimarisinden sıkılırım diyorsanız bu gezi size göre değil.
  • Alış-verişyapmak istiyorsanız Outlet mağazaları bulmanız lazım bu gezilen şehirlerde öyle alış-veriş merkezleri falan yok.
  • Gece hayatı için pek uygun bir tatil olduğunu düşünmüyorum. Zira saat 6 dan sonra sokaklarda kimsecikler yok.




 

Bütçe ve Otel

BÜTÇE DETAYLARI
 
 

OTEL DETAYLARI

 
1. ACHAT COMFORT STUTTGART
STUTTGART

28 Aralık 2013 Cumartesi 46 €
29 Aralık 2013 Pazar 46 €
Wi-fi ortak alanlarda mevcut ve ücretsiz
Otopark mevcut günlük 6€
Kahvaltı Kişi başı 10€



 
ROTHENBURG

30 Aralık 2013 Pazartesi                                              65€

Wi-fi ortak alanlarda mevcut ve ücretsiz

Otopark yakın bir yerde ve ücretli

Kahvaltı oda fiyatına dahil

 

 
FUSSEN

31 Aralık 2013 Salı                                                     65€

Wi-fi ortak alanlarda mevcut ve ücretsiz

Otopark yakın bir yerde ve ücretli

Kahvaltı oda fiyatına dahil

 
4. DER FUERSTENHOF

KEMPTON

01 Ocak 2014 Çarşamba                                                                 72€

Wi-fi ortak alanlarda mevcut ve ücretsiz

Otopark mevcut açık ücretsiz, kapalı günlük 4,5€

Kahvaltı oda fiyatına dahil
 

02 Ocak 2014 PERŞEMBE

DÖNÜŞ

Akşamdan tüm eşyalarımızı toparlamıştık, sabah kahvaltıya iniyoruz. Bu otelin kahvaltısı çok çok iyi bir güzel doyuruyoruz karnımızı sonra otelden ayrılma vakti, henüz çok erken saatler, uçağımız 14:00’da amacımız Stuttfart’a erkenden gidip biraz alış-veriş yapabilmek.


Bizim gezdiğimiz yerler çok küçük köy denecek yerler olduğu için alış-veriş yapamadık zaten tatil münasebetiyle çoğu yer kapalıydı. He bir de buna bizim çok dar zamanda çor yer görme çalışmalarımız eklenince, çikolata, içki, peynir, şu bu hiç bir şey alamadık. Normalde içki bakımından Almanya en ucuz ülkelerden biri, genelde insanlar “free shop”lar dan alıyor. (çünkü yasak) ama biz daha öncede valizimize içkilerimizi doldurup götürmüştük.

Tabi yeter mi? bize “free shop” dan da alıyoruz. Ondada kısıtlama olduğunu biliyorsunuzdur zaten kişi başı 2 litreyi geçemez. 2 pasaporta 4 litre kadar içki alınabiliyor.

Şimdi artık yolumuza dönelim, Navigasyona, “Stuttgart Center” bilgisini girdiğimizde 168 km, 1 saat 38 dakika diyor. Gayet iyi rahat rahat alış-veriş yapabiliriz diye düşünüyoruz.

Fakat hiç de öyle olmadığını yolda ilerlerken anlıyoruz. Tabi Stuttgart’dan geliş başka yönde olmuştu, buradan gidişi hiç bilmiyorduk, yolda sağanak yağmura yakalandık öyle böyle değil göz gözü görmeyen bir yağmur, hatta bir ara “biraz bir yerde beklesek mi?” dediğimiz bile oldu. Oda yetmezmiş gibi yolda çalışma vardı ve yol çoğu zaman tek şerit şeklinde gidiyordu. Eeee zaten biliyorsunuz. İnanılmaz kuralcılardır ve böyle bir durumda da hiç kimse 40-50 km hızı aşmıyor. Dolayısıyla yolculuk bir kâbusa dönüşüyor. Hatta “uçağı kaçıracağız“ falan demeye başladım ben, İskender; daha soğukkanlı “merak etme şimdi düzelir yol” gibi laflar ediyor.

1 saat 38 dakika denen yolu, biz 2 saat 38 dakika da giderek şok oluyoruz. Üstelik bu ormanlık ve tadilat yapılan yolu bitirdikten sonra da yağmur falan kalmıyor şaka gibi, Stuttgart tabelasını görüyoruz. Ama nafile şehre uğrayamayacağız, airport tabelasını takip ediyoruz. Zira aracıda teslim etmemiz gerekiyor ve bu süreç ne kadar zamanımızı alır henüz bilmiyoruz.

Saat 12:00 civarı havaalanında oluyoruz. Nereye gideceğimiz konusunda biraz kararsız kalıyoruz. Arabayı ilk aldığımız yere mi? Yoksa rezervasyon yaptığımız yere mi? Gitsek? Derken tabelaları takip ediyoruz. Ve tabelada “araç check out “ gibi yazılar görüyoruz. Anlıyoruz ki, araç teslim etme noktaları var bu noktadan sonra tabelaları takip ediyoruz. Kapalı bir otoparkın ikinci katına geldik ve kapıda duranlara soruyoruz. “Evet burası” diyorlar. Aracı nereye çekeceğimizi kadın işaret ediyor. Orada aynı zamanda araç yıkama yeri de var oraya doğru sürüyoruz eşyalarımızı toparlıyoruz. Ve ilk aracı alırken yapmış olduğumuz sözleşmeyi çıkartıyoruz. Orada aracın vuruk olan yerleri de işaretlenmişti. Kadın her yerini tek tek gözden geçiriyor, aracın altına üstüne her yerine bakıyor. Sonra bize “tamam gidebilirsiniz” diyor. Eeee “benim param ne olacak?” diyemiyorum orada tabi, havaalanına gidip aracı rezervasyon yaptığımız yere gidiyoruz. “Biz aracımızı teslim ettik başka bir işleme gerek var mı?” Diye soruyoruz. Kız bize, Türkçe olarak, “hayır, yok işleminiz tamam diyor” ben “eee bloke diyorum” bugün gerekli kontrollerden sonra kalkar” diyor. İçim rahatlamayaraktan ayrılıyoruz.

 

Keşke burası da Zürih’de ki Airport gibi olsaydı, Migros vardı, kıyafet mağazaları vardı, yiyecek envayi çeşit şey vardı. Burada Burger King’e devam, Check-in işlemimizi yapıp bu gezide hiç alış-veriş yapamadan Stuttgart’dan ayrılıyoruz.

Veee Evim evim güzel evim...
 
 
 


SONUÇ

Genel olarak seyahatimizi değerlendirdiğimde şu husus üzerinde durdum.

Trenle mi? Yoksa araçla mı? Bu sorunun bence kesin net bir cevabı yok, maddi olarak baktığımızda her ikisi de eş değer diyebiliriz.

Bunun yanında trenle giderseniz eğer;

Nerede inerim?

Saat kaçta tren var?

Dönüş için kaçta binmem lazım?

Gibi gibi çoğaltılabilecek soruların cevabını bilmeniz ve bir analiz yapmanız lazım…

Öte yandan araç kiralarsanız eğer;

Hangi yolu kullanmalıyım?

Otoban ücretleri ne kadar?

Ülke sınırına çıkarsam ne olur?

Navigasyon her durumda sağlıklı mı?

Her durumda otopark ücretleri nedir?

Şehir merkezlerinde araç bırakacak yerler nerede?

Yani, anlayacağınız her iki durumda da aklınıza bir sürü soru takılabilir ve bunların çözümü için de bir çaba sarf edebilirsiniz.  Ama benim düşüncem, araçla seyahat her zaman için bir konfor unsuru; fakat trenle gezmenin zevki ve heyecanı bende daha baskın…

Son olarak özellikle bu Bavyera bölgesi için araç kiralayıp gezmek en iyi seçenek gibi görülmektedir.  
 
 
 

Almanya Fotoğrafları