KASIM 2012 İSVİÇRE GEZİMİZ
Hiç de hesapta olmayan bir İsviçre gezisi hem
de Kasım ayında…
Aslında hepsi kocamın suçu, beni
korkutmasa “gidemeyiz bir yerlere yok olmaz” demeleri olmasa bende böyle panik
durumda aman kaçırmayayım diye bilete saldırmayacağım ve sonunda ne yaptın sen Leyla
demeyeceğim….
Durum şu ki; aslında 2013 yazı
için yine uzun 1 ay sürecek bir tatil planlamıştım, hatta işin en zor yanı olan
J kocamı da ikna
etmiştim, ama gelin görün ki bir şeyi göz ardı etmişim 2013 yılı SBS (Lise
sınavları) sınavı, ne alakanız var demeyin 14 yaşında bir oğlum var ve o bu yıl
bu sınava hazırlanıyor.
Tabi ki ailemiz içinde oldukça önemli bir sınav
sadece sınav olsa neyse sonrası geliyor, yok sınav sonuçları, yok tercihler,
yok okul araştırmaları, okul kayıtları, yedek durum v.s. anlayacağınız bu durum
Haziran Temmuz Ağustos hatta kayıt yüzünden Eylül ayını da iptal ettiğinden
öyle 1 aylık falan tatile gidemiyoruz. 1 haftalık tatiller olabilir ama oda
ancak yurt içi olur.
Durum böyleyken 2013 yılında yurt
dışı gezisi yapamamak içime oturdu. Ama yine de ben hep bakıyorum nereye
giderim naparım, o ara bir mail geldi ve Pegasus’un indirimini görüp başladım
bilet aramaya ve 24 Kasım 2012 için iki kişi gidiş-dönüş 400 TL ye İstanbul
–Zürih bileti gördüm gerçekten çok uygundu, o ara pasaportları düşündüm,
pasaportumun süresi Haziran ayında bitiyordu yani bu tatili kurtarıyordu. Alsam
mı almasam mı kendimle biraz mücadele ettikten sonra biletleri satın aldım…
Böylelikle İsviçre seyahatimiz
başlamış oldu, derken otel bakmaya başladım. İlk olarak Zürih den bakmaya
başladım ve o an gördüm ki bu İsviçre bizi bitirir, J okumaya başladıkça
araştırdıkça daha çok ürperti geldi içime o an anladım ki bu interrail cilerin
hiç birinin uğramadığı tek ülke İsviçre dir.
Demek ki bildikleri bir şeyler
varmış; J otel
fiyatları inanılmazdı, zaten İsviçre nam yapmış dünyanın en pahalı ülkesi olma
yolunda, keza ülkede serbest dolaşım sağlayan tüm şehirlere rahatça
gidebileceğiniz bir bilet sistemi var Swiss Pass 1 kişi fiyatı 266 CHF yani 513
TL kişi başı fiyatı, bunu üçle çarpacak olursak, fiyat gerçekten çarpıcı
yapıyor… J
Gelelim otel fiyatlarına otellere
ilk baktığımda geceliği (2 kişi) 300 TL den aşağı bir yer bulamadım. İki kişi
için yine de uygun bir şeyler bulmaya çalıştım ama iş oğlumuzu da yanımıza aldığımızda
değişti. Üç kişilik odaların fiyatları birden anormal derecede arttı, bir ara
biletleri değiştirmeyi bile düşündüm. Zürih’e inip oradan Almanya ya geçelim
diye düşündüm fakat ülkeden ülkeye geçince yine tren fiyatları çok uyguna
gelmiyor.
Çare yok İsviçre gezisi öyle ya
da böyle yapılacak başladım araştırmaya oteller, şehirler, trenler, biletler
tabi her zaman olduğu gibi yalnızım yine her şeyi ben öğrenip kocama bilgi
veriyorum… J
Ve uzun uğraşlar sonucu gezi
planımızı şekillendirdim, ilk önceleri her şehirde kalırız diyordum ona göre
otel bakıyordum sonraları buna gerek olmadığını anladım İsviçre küçük bir ülke
dolayısıyla şehirlerin birbirine mesafesi 1-2 saat, bu zaman İstanbul da
yaşayan biri için hiçbir şey, dolayısıyla çok fazla otel değiştirmemize gerek
yok kanısına vardım ve 2 gün Zürih, 2 gün İnterlaken, 2 gün Luzern de kalma
planı yaptım.
İSVİÇRE - 24 Kasım 2012 Cumartesi (ZURİH)
İSVİÇRE - 25 Kasım 2012 Pazar (BERN-BASEL)
İSVİÇRE - 26 Kasım 2012 Pazartesi (ZURİH-INTERLAKEN)
İSVİÇRE - 27 Kasım 2012 Salı (INTERLAKEN)
İSVİÇRE - 28 Kasım 2012 Çarşamba (INTERLAKEN-LUZERN)
İSVİÇRE - 29 Kasım 2012 Perşembe (LUZERN)
30 Kasım 2012 Cuma (DÖNÜŞ)
Kalktık kahvaltı yapıp toparlandık, allahım ne kadar da çok
çanta var, herkes alıyor eline bir şeyler kapının önüne çıktığımızda 4 numaralı
otobüsün geldiğini görüyorum koşmaya başlıyoruz adamda bekledi sağ olsun,J 5 dakika içinde gardayız.
Luzern de tren peronlarını sabit yapmışlar, dün fark ettim
bunu 6 numaradan her saat başı Zürih kalkıyor mesela neyse trenimize biniyor
içimizdeki hüzünle Luzern’i yavaş yavaş terk ediyoruz…
Tren direk Zürih Flughafen tren istasyonuna gidiyor. Bizde
direk burada inip havaalanı sınırlarında oluyoruz. Burada da gezecek çok mağaza
var dolanıyoruz epey sonra acıkıp ilk yemeğim olduğu gibi İsviçre de son
yemeğimi de Nordsee de yiyorum.
Her yerde olduğu gibi burada da bir migrosa girip içkilere
bakıyoruz. J sonrasında pegasus chenk-in kontuarlarını bulup çantalardan
kurtuluyoruz. Uçağa gitmek için baya bir yol kat etmeniz gerektiğini unutmayın.
Ve iki buçuk saatlik yoldan sonra Sabiha Gökçen Havaalanın da ve de evimdeyim…
