| | |
Trende sabah oluyor saat 05:00 gibi panora diye bir yerdeyiz İskender’e söylüyorum aldırış etmiyor uykulu daha gelmedik diyor sonra tekrar uykuya dalıyorum, uyandım 06:00 olmuş bir duraktayız İskender’e zorla sorduruyorum nerede olduğumuzu ve St.Lucia ne kadar daha olduğunu İskender geliyor panik geçmişiz orayı geri dönüyormuşuz Allahım çıldırıcam hemen apar topar o istasyonda iniyoruz trenden, küçücük bir istasyon burası, bir şey soracak kimse bile yok, benim tuvalete gitmem lazım diyorum karnım fena zaten, hemen ileride tuvalet ücretsiz, o esnada sormuş İskender birazdan başka bir tren var diğer tarafa giden ona binecekmişiz, neyse çok beklemeyeceğiz diye seviniyoruz, çok geçmeden de geliyor tren bu gayet iyi bir banliyö treniymiş yeni, hatta iki katlı yaklaşık yarım saat sonra iniyoruz kimse bilet falan sormuyor, Santa Lucia dayız ama inerken birde bakıyoruz tripotumuzun olduğu çanta yok eyvah hemen informationa gidip yardım istiyoruz kadına anlatmaya çalışıyoruz derdimizi, kadın trenin neresindeydiniz hangi vagondaydınız diyor valla biz vagonda falan değildik öyle yerlerde sürünüyorduk diyemedik tabi, İskender numarayı hatırladı 204 tü sonlara yakındı dedi, nerdeydi çanta diyor bizde koridor da ki bölmelerde dedik, sonra bizden aldığı bilgiler doğrultusunda bir yerleri aradı birkaç yerle görüştü sonra bize 10 dakika sonra gelin arayacaklar beni dedi bizde çıktık dışarı beklemeye koyulduk, 10 dakika bekleyip sonra gene daldık içeri kadın bize açıklama yaptı efenim bizim tren bölünmüş trenin ön tarafı Roma ya arka tarafı da Trieste diye bir şehre gitmiş ama tren daha gideceği yere varmamış bir telefon numarası verdi bize bu numarayı arayın oradan sorun ben arıyorum ulaşamıyorum şu anda dedi ve şimdilik yapabileceklerim bunlar diyor, bizde başımız önde çıktık dışarı canımız çok sıkkın şimdi ne yapılım onu düşünüyoruz. Önce gidip otelimizi bulalım diyoruz. Saat daha 08:00 otele giriş 11:00 ama gidip oteli buluyoruz ve çantalarımızı bırakıp rezervasyonumuzu onaylatıyoruz. Angele Alex diye bir otel yeri çok güzel tam merkezde hatta çok büyük bir kilise var ona 20 metre falan yaşlı bir cadı işletiyor çantaları bırakıp çıkıyoruz. Otelin tam önünde markette var buradan alırız yiyecekleri diyoruz. Venedik’i gezmeye başlıyoruz, Roma nın heybetinden sonra burası çok minimal kasıyor bizi sevmiyoruz, sokaklarda dolaşıyoruz müze falan var oraları geziyoruz, ama yok kasvetli, biz sevmedik Venedik’i sonra tam tren istasyonundan karşıya geçince bir park var orada oturup bir şeyler yiyoruz ve bankta uyumuşuz ben İskender’in kucağında sonra otelin saati geliyor ve gidiyoruz. Odamıza çıkıyoruz tuvalet ve banyo dışarıda temiz sayılır fena değil oda çok küçük yataklarda ayrı ayrı ama öyle yorgunum ki geceki tren yolculuğundan sonra umurumda değil duş alıp kendimize geliyoruz. Benim karın ağrım çok fena arada tepiniyorum hep ilaç içiyorum ama faydası yok neyse gene düştük yollara Venedik’i geziyoruz cadı kadından bir de harita aldık ama harita roma da ki gibi değil nerede otel restorant var oraları gösteriyor İskender’in hiç hoşuna gitmedi, neyse kendi kendimize dolanıp durduk keyfimiz yok tripot kayıp İskender ben gidicem diyor, kadının verdiği numarayı arayıp duruyoruz ama cevap veren yok trenle 2 saatmiş gitmek, gidip gelmek neredeyse beş saat olur düşünüyoruz ama aklımız hep ya bulursak o yüzden daha fazla cebelleşmeyelim diyoruz ve düşüyoruz yollara ve saat 03:10 da ki trene biniyoruz. Saat 05:20 gibi ordayız gene giriyoruz information sırasına o sırada ben gidip dönüş treni ne zaman ona bakıyorum makineden 05:44 dönüş çabuk olmamız lazım neyse biraz bekledikten sonra sıra bize geliyor derdimizi zor anlatıyorız adam başka birşeyler söyleyip duruyor neyse sonra bağajımız kayıp bağajımız diyoruz heeee diyor adam sonra bir yerlere telefon açıyor ve netice hüsran hiç çanta bulmamışlar İskender çok üzülüyor bende üzülüyorum tabi de günümüz mahvolmasın İskender’i teselli ediyorum kendine kızıyor niye uyuyakaldım diye yapacak birşey yok 05:44 trenine binip elimiz boş Venedik’e geri dönüyoruz. 2 Saat sonra tekrar Venedik’teyiz ben çok yorgunum karnım müthiş ağrıyor, tüm gün neredeyse pek bir şey yemedik benim Türkiye den koyduğum kurabiyeler vardı çanta da ara ara onlardan atıştırdık, hemen otele gidilim diyoruz ama önce otelin karşısında ki marketten alış-veriş yapıyoruz her şey var salata, peynir, ekmek, salam, yoğurt, limon alıyoruz hepsi 8€ tutuyor, iyi valla burası ucuzmuş, odamıza çıkıp yemeye çalışıyoruz İskender hemen çay yapıyor sen yat diyor ben baya kötüyüm, aslında pizza dilimleri falan vardı sokakta 1,5€ ondan alsaydık diyorum İskender’e almıyor ben yiyemem karnım kötü, yağlı yağlı yiyecekler iyi gelmez, ben yemeyince sensiz yemem diyor almıyoruz velhasıl, ama salata çok iyi geliyor sonra ilaçlarımı içiriyor İskender bana, ve ben uyumuş kalmışım.
Venedik Detaylar:
Hiç bir yerde doğru dürüst tuvalet yok, sadece otobüs terminali denen yerde var oda 1,5€,
Venedik yiyecek olarak Roma dan daha ucuz bence
Venedik te ki pastaneler bizim alışkın olduğumuz ürünlerle dolu, fiyatları da uygun hiç birini yiyemedim içimde kaldı hasta olduğum için canım hiçbir şey istemedi, çok güzel cam işleri vardı ama almam mümkün değildi o çantanın içinde ne hale gelirdi cam malzemeler bilmiyorum yani,
Venedik’ten hiçbir şey alamamış ve yiyememiş olduk böylelikle, birde Trieste trenine bindiğimizde adam bilet kontrol yaparken bizim bileti açıp bakmadı bile İskender uzaktan gösterdi oda tamam dedi sanırım ara yerlerde o kadar önem vermiyorlar.
Bugünkü harcamalar:
Market
|
: 8€
|
Otel
|
: 52€
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder